|
Üç şey sürekli kalmaz: Ticaretsiz mal, tartışmasız bilgi,
cezasız saltanat. Şeyh
Sadi
|
|
|
Eğer hayat terazimizin zevk kefesiyle denkleşecek bir akıl ve
muhakeme kefesi olmasaydı kanımızdaki azgınlık, tabiatımızdaki
kötülük bize en olmayacak işler yaptırırdı. (W. Shakespeare) |
|
|
Ben terbiyeyi, terbiyesizlerden öğrendim. (Ebu'ala
Ma'arri)
|
|
|
Hayatta en büyük olaylar bir sürü iyi düzenlenen küçük
tesadüflerden doğar. (Henry Fielding) |
|
|
Nerede yumuşak huylu insanlar varsa orada ticaret vardır. Nerede
ticaret varsa orada insanlar yumuşak huylu olurlar.
(Montesquieu) |
|
|
Toprağa ekilen tohumlar içinde en çabuk mahsul veren fedailerin
döktükleri kandır. (H. de Balzac)
|
|
|
Kendi içine bir göz atarsan orada her çeşit yıkıcı tutkudan bir
depo ve hazine bulacaksın. (Demokritos)
|
|
|
Umut etmek, mutlu olmak demektir. (Alain)
|
|
|
İnsanın en çok unuttukları, söyleye söyleye bıkmış olduğu
şeylerdir. (La Rochefoucauld)
|
|
|
Utanmak güzeldir fakat kadınlarda olursa daha da güzeldir.
(Hazret-i Muhammed) |
|
|
Uykusu uyanıklığından hayırlı olan kötü yaşayışlı kimse varsın
ölsün. (Şeyh Sadi) |
|
|
Üzüntüler yalnızlıkta fazla büyür, bir sinek bir canavar olur. (J.
J. Rousseau)
|
|
|
Görev, içinde bulunduğumuz zamanın bizden istediği şeydir.
(Goethe)
|
|
|
İnsan kendi vicdanından bir şey gizleyemez. (Çehov)
|
|
|
Yalan söyleyenlerin güçlü bir belleğe ihtiyaçları vardır.
(Corneille)
|
|
|
Sevilmeyen bir insan her yerde ve her şeyde yalnızdır. (George
Sand)
|
|
|
Toplumun yarası da, insanın yarasına benzer, çabucak
unutuluverir. (Jean Giradoux)
|
|
|
Silahların gürültüsü, yasaların sesini boğar.
(Montaigne) |
|
|
Yaş artmakla budalalık eksilmez. (Hebbel) |
|
|
İnsanın hayata karşı ödevi yaşamaktır. (Eugenie O'Neill)
|
|
|
Yaşlanmak, olabilirliğin azalmasıdır. (Paul Valery)
|
|
|
Yazısı ile okuyucularını yükseltmeyen yazar, ancak bir katiptir.
(Cenap Şehabettin)
|
|
|
Peynir ekmek yesem de, keklik yesem de gene doyarım.
(Schiller)
|
|
|
Kötü bir yıl olunca ümidinizi kesmeyiniz. Hemen ardından bir
değil iki yıl, hem de güzel iki yıl gelebilir. (Paul
Bourget) |
|
|
Sonu olmayan hiçbir yol yoktur. (Hafız Şirazi)
|
|
|
Aşk yolunun garip yokuşları ve inişleri vardır. Çıkarken baş
döner, inerken gönül bulanır. (Cenap
Şehabettin) |
|
|
Bir vücudun en ağır yükü, bastığı yeri bilmeyen başıdır. (Mektupçu
Agah)
|
|
|
En yükseğe erişmek için en aşağıdan başlayın. (Publilius
Syrus)
|
|
|
Kadın yüzü gökyüzünden daha çok değişiklik gösterir. (G.
Gardony)
|
|
|
Hiçbir zafere çiçekli yollardan gidilmez. (La Fontaine)
|
|
|
İnsanlar babalarından çok zamanlarına benzerler. (Hazret-i
Muhammed)
|
|
|
Zekasını inkar edenin büyük zekası var demektir. (Lessing)
|
|
|
Ben erdemden başka zenginlik tanımıyorum. (İbn-i Sina)
|
|
|
Bir dakikalık zevk insana binlerce dakikanın işkencesini
unutturabilir. (Goethe)
|
|
|
Adalet yoksa, cesaret de yoktur. (Benjamin Franklin)
|
|
|
Acılar ve sevinçler, birbirine komşu. (Geoffrey Chaucer)
|
|
|
İnsanın en zor katlandığı duygu acımadır, hele hak edince.
(Balzac)
|
|
|
Büyük isimler, layık olmayanları, yükseltecek yerde aşağılatır.
(La Rochefoucauld)
|
|
|
Aç, aşçıya kusur bulmaz. (G. H. Spurgeon)
|
|
|
Bütün dünyayı verseler ve buna karşılık bir karıncanın ağzındaki
daneyi almamı isteseler, bu zulmü yapmam. (Hazret-i Ali)
|
|
|
Suçludan öç almak adalet, onu bağışlamaksa erdemdir. (Molla
Cami)
|
|
|
Benim için dünyanın ve hayatın ağaçtan daha güzel bir sureti
yoktur. (Christian Morgenstern)
|
|
|
Bütün mutlu aileler birbirlerine benzerler, her mutsuz ailenin
ise kendine özgü bir mutsuzluğu vardır. (Tolstoy)
|
|
|
Akıl, vücudun efendisidir. (Alfred de Vigny)
|
|
|
Aklın bağlamadığı dostluğu, akılsızlık kolayca çözebilir. (W.
Shakespeare)
|
|
|
Övülmek isterseniz, alçakgönüllülüğü yem olarak kullanın. (Lord
Chesterfield)
|
|
|
İnsanlar öylesine saf ve zayıftırlar ki, aldatmak isteyen,
dilediği kadar ahmağı kolayca bulur. (Machiavelli)
|
|
|
Evlilikte aşk varsa alışkanlık onu öldürebilir, yoksa yaratabilir.
(Alexandre Dumas Fils)
|
|
|
Madem ki alışkanlıklar, hayatımızın en ileri gelen hakimleridir,
öyleyse ne yapıp yapıp iyi birini edinmeye çalışmalıyız.
(Bacon)
|
|
|
Altından zincirler en ağır olan zincirlerdir. (Balzac)
|
|
|
Öyle anılar vardır ki, anlatılırken güzelliği gider. (George
Sand
|
|
|
Cennet, anaların ayakları altındadır. (Hazret-i Muhammed)
|
|
|
Aptallar talihten korkarlar, akıllılar katlanır. (Publilius
Syrus)
|
|
|
İlk arzuyu yenmek, onu izleyen diğerlerini tatmin etmekten daha
kolaydır. (Benjamin Franklin)
|
|
|
İyi askere sahip olunca, insanın her zaman iyi dostları olacağını
kim bilmez. (Machiavelli)
|
|
|
Arslan da fareye borçlu olabilir. (Thomas Fuller)
|
|
|
Haysiyetli bir adam deli gibi aşık olabilir ama, ahmak gibi aşık
olması yakışık almaz. (La Rochefoucauld)
|
|
|
Aşk, ateş gibidir, gıdasız aklınca söner. (Lermontov)
|
|
|
Nice yürük atlar yollarda kalmışken, topal eşek sağ salim konağa
ulaşır. (Şeyh Sadi)
|
|
|
Ateşten insana serinlik gelir mi hiç? (Firdevsi)
|
|
|
Bir adam bir kaplanı öldürürse bunun adı spordur, bir kaplan bir
adamı öldürürse bunun adı vahşettir. (G. Bernard Shaw)
|
|
|
Ayna, kendilerine güvenmeyen kadınlar içindir. (Plautus)
|
|
|
Ayrılık küçük ihtirasları unutturur, büyükleri güçlendirir.
(Napoleon)
|
|
|
Babanın gizlediği şey, oğulda açığa çıkar. (Nietzsche)
|
|
|
En tatlı balın bile fazlası bıkkınlık verir. (W.
Shakespeare)
|
|
|
Kuru pantolon ile balık tutulmaz. (Cervantes)
|
|
|
Barışta oğullar babalarını, savaşta babalar oğullarını gömer.
(Krezüs)
|
|
|
Başarı her şeyi temizleyen altın yaldızlı bir alevdir. (Emile
Zola)
|
|
|
Çalışmayı ve beklemeyi öğrenin. (Longfellow) |
|
|
İnsanın bilgisi artınca huzursuzluğu da artar. (Goethe)
|
|
|
Bilginler meclisinde sükut, bilgisizlerin en güzel süsüdür.
(Bhartrihari)
|
|
|
İlim, müminin kaybolmuş malıdır, nerede bulursa alır. (Hazret-i
Muhammed)
|
|
|
Yanlış bildiklerimizi atabilsek, dimağımızın yükü o kadar
hafifler ki... (Cenap Şehabettin)
|
|
|
Düşmanına borç verirsen onu kazanırsın, dostuna borç verirsen onu
kaybedersin. (Benjamin Franklin)
|
|
|
Gerektiği yerde açıklamayan, gerekmediği yerde açıklayan kişiye
budala denir. (Alain)
|
|
|
Bazıları büyük doğar, bazıları büyüklüğü kazanır, bazılarına da
büyüklük kendi gelir. (William Shakespeare)
|
|
|
Cahil insan, gül ise de koklama. (Aşık Veysel
Şatıroğlu) |
|
|
Felaketin önemsiz olması, erkek cesareti sayesindedir.
(Demokritos)
|
|
|
Altının ne olduğunu mihenk, cimrinin kim olduğunu dilenci bilir.
(Şeyh Sadi)
|
|
|
Kral olup paramı dilenci gibi harcamaktansa, dilenci olup paramı
kral gibi harcamayı yeğlerim. (Ingersoll)
|
|
|
Çalışmak bizi şu üç beladan kurtarır: Can sıkıntısı, kötü
alışkanlıklar ve yoksulluk. (Voltaire) |
|
|
Ne mutlu aktörlere: Sorumluluk yüklenmeden şeref kazanıyorlar.
(Alfred de Vigny)
|
|
|
Devletler insanlar gibidir, büyürler, olgunlaşırlar, yaşlanırlar
ve ölürler. (W. S. Landor) |
|
|
Halk içinde muteber bir nesne yok, devlet gibi, olmaya devlet
cihanda bir nefes sıhhat gibi. Muhibbi (Kanuni Sultan
Süleyman)
|
|
|
İnsan dilini, dişlerinin içinde korumalı. (Henry Fielding)
|
|
|
Fazla sadaka dilencileri artırır. (Goethe)
|
|
|
Din nasihattir. (Hazret-i Muhammed)
|
|
|
Yanlış sonsuz şekillere girebilir, doğru ise yalnız bir türlü
olabilir. (J. J. Rousseau) |
|
|
Bir kadın bir erkekle ancak şu silsile içinde dost olabilir: Önce
ahbap, sonra sevgili, sonra dost. (Çehov)
|
|
|
Dünyada belki en geçici, en vefasız şey dostluktur. Bir elbise
bile bir dosttan fazla dayanıklıdır. (Ahmet Muhip
Dranas)
|
|
|
Evvela temel, sonra duvar gelir. (Şeyh
Sadi) |
|
|
His ne kadar kolay değişirse fikir değiştirmek o kadar zordur.
(Cenap Şehabettin)
|
|
|
Bizler düşlerle aynı hamurdan yapılmışızdır. (W.
Shakespeare)
|
|
|
Düşmanımı bağışlarsam düşman diye bir şey kalmaz.
(Alain) |
|
|
İnsanlar düşeni kabahatli bulurlar. (Somerset Maugham)
|
|
|
Düşüncelerinin karşısındayım ama senin düşüncelerini, savunma
hakkını sonuna kadar destekleyeceğim. (Voltaire)
|
|
|
Elin yaptığı her şeyi bir başka el yıkabilir. (Schiller)
|
|
|
Namus falan ya da filan giysinin altında ne kaybolur ne de
kazanılır. (Alfred de Musset)
|
|
|
Felakete uğramışın gülmesi bile hakarettir. (Publilius
Syrus) |
|
|
Boş evden ölü çıkmaz. Kalevala (Fin destanı)
|
|
|
Evlilik aşkın mezarıdır. (Stendhal) |
|
|
Suçların anası yoksulluksa, babası da kafa yoksulluğudur. (La
Bruyere) |
|
|
Süse ve ziynete heves eden erkekler, vakıa erkektir ama mert
değillerdir. (Hazret-i Ali) |
|
|
Felsefe, düşüncenin mikroskobudur. (Victor Hugo)
|
|
|
Sakin havada fırtınayı kestirmek güçtür. (Machiavelli)
|
|
|
Bir tehlikeyi gören hayvan nasıl birden duraklar, döner ve
kaçarsa, kendisini başka yere çağıran bir fikir gören insan da
yön değiştirir. (Paul Valery) |
|
|
Gece, öğütlerin anasıdır. (George Herbert)
|
|
|
Gece, sevgilinin endamını olduğundan daha güzel, düşmanını daha
güçlü, derdini daha büyük, sevincini daha küçük gösterir.
(Mikszath) |
|
|
İhtiyarlarda maziyi görürüz. Halbuki iyi baksak istikbalimizi
görürdük. (Cenap Şehabettin) |
|
|
Genç, muhitin, hevesin, zevkin pervanesidir. (İsmail Hakkı
Bıçakçızade)
|
|
|
İnsanlar gerçeğe değil, gerçek gibi görünen şeye inanırlar.
(Platon) |
|
|
Gönül yapmak, ibadethane yapmaktan sevaptır. (Abdülhak Hamit
Tarhan) |
|
|
Gözlerin en güzelleri, bazan en yalancılarıdır. (Victor
Hugo) |
|
|
Gençlikteki gözyaşlarında acı yoktur, yaşlılıktaki acılarda
gözyaşı. (Joseph Roux)
|
|
|
Gururumun kapısını utançla sürgülemiştim. Aşkın baltası, ne kapı
bıraktı ne süngü. (Trivalluvar) |
|
|
Seher yelinden gül perişan olur, odun perişan olmaz. (Şeyh
Sadi)
|
|
|
Arife, bayramdan daha mutlu gündür. (Aleksis Kivi)
|
|
|
Günahsız olan, korkusuz yaşar. (Henrik İbsen)
|
|
|
Gök kubbenin altında güzel olduğunu sanmayan bir dişi yoktur.
(Charles Perrault)
|
|
|
En güzel haberciyi bile, felaket haberi çirkinleştirir.
(Goethe)
|
|
|
Bir insanın başkasından istediği her şeyde ya bir 'İlahi Hak' ya
da bir 'Şeytani Haksızlık' vardır. (Thomas Carlyle)
|
|
|
Yargıcın görevi, olayın yalnız kanıtlarını değil, hangi koşullar
altında geçtiğini de gözönünde tutmaktır. (Ovidius)
|
|
|
Haksızlık etmek iyi adamın elinden gelmez. (Publilius
Syrus)
|
|
|
Kendini insan bilenler, halka hizmetten usanmazlar. (Namık
Kemal)
|
|
|
Mukayese olmayan yerde haset olmaz. (Bacon)
|
|
|
Çok yemek, hastalık mayasıdır. (Ferideddin Attar)
|
|
|
Her hata bir bilgisizliğin ya da bir yanılmanın sonucudur. (Edmont
Goblot) |
|
|
Hiçbir şey, ele geçince, kafada olduğu kadar güzel kalmaz.
(Richard Nash)
|
|
|
İnsanların yaşam çok kısa dediklerini ve onu kısaltmak için
ellerinden geleni yaptıklarını görüyorum. (J. J.
Rousseau) |
|
|
Gerçekten değerlendirdiğim üç hazinem var: Birincisi sevgi ve
nezaket, ikincisi tasarruf, üçüncüsü ise alçakgönüllülüktür.
(Lao-tzu) |
|
|
Hırs ve para düşkünlüğü, belki de tüm öteki ihtiraslardan daha
fazla suç nedenidir. (Aristoteles) |
|
|
Cebi delik yolcu, hırsızın yüzüne şarkı söyler.
(Juvenalis)
|
|
|
Yoksul çok şey ister, haris her şeyi. (?)
|
|
|
İnsan kesesini kafasının
içine boşalttığı takdirde onu ondan kimse çalamaz. (Benjamin Franklin)
|
|
|
Hiddet azgın bir ata benzer, haline bırakılırsa kendi ateşiyle
yıpranır. (William Shakespeare)
|
|
|
İkinci bir sevgi bulamazsak, birincisine uzun süre bağlı kalırız.
(La Rochefoucauld) |
|
|
Sıkıntı, hayatın esasıdır ve biz oyunun, eğlencelerin, romanların
ve aşkın keşfedilmesini yalnız sıkıntıya borçluyuz.
(Unamuno)
|
|
|
İnsan bilmediği şeyi sormak için bile, birçok şey öğrenmiş
olmalıdır. (J.J. Rousseau)
|
|
|
Yararlı bir söz ekseriya kötü bir ağızdan çıkar.
(Schiller)
|
|
|
Damla damla verilen su, susuzluğu büsbütün artırır. (George
Sand) |
|
|
Şerefini kaybedenlerin, kaybedecek başka şeyi yoktur. (Publilius
Syrus) |
|
|
İkbal sarhoşu en çabuk ayılan bir sarhoştur. Masa başındaki
koltuğunu altından çeker çekmez süt dökmüş kediye, sarığı
alınmış hocaya, karaya vurmuş balığa, gerdeğe girmiş alığa veya
zifaf odasından çıkmış hadıma döner, sünepeleşir. (Refik Halit
Karay) |
|
|
Gören ruhtur, göz değil. (M.
Rasim Mutlu)
|
|
|
Kötülük etmeden pişman olmanın en iyi şekli, iyilik etmektir.
(Retif de la Bretonne)
|
|
|
Birisi mutluluğuyla ya da erdemiyle övünüyor, böbürleniyorsa,
onda bunun ikisi de yok demektir. (Hermann Hesse) |
|
|
İnsan sevdiklerinden kaçını kaybederse, o kadar defa ölür.
(Publilius Syrus) |
|
|
Hep öç almayı kuran bir kimsenin yarası, kapanacağına işler. (F.
Bacon)
|
|
|
Ne kötü ot vardır, ne de kötü adam, yalnız kötü çiftçi vardır.
(Victor Hugo)
|
|
|
Okumayı öğrenmek sanatların en gücüdür. Hayatımın 80 yılını bu
işe verdim. Yine de kendimden memnun olduğumu söyleyemem.
(Goethe) |
|
|
Bizim olması gereken nimetler, ancak yaşlanıp onlardan zevk
alamayacağımız bir hale gelince elimize geçer.
(Shakspeare) |
|
|
Nefsini yenen, bütün alemi hükmü altına alır. (Nizami)
|
|
|
Hiçbir nankörlük kalbimizi, yardım etmek için cürümler
işlediğimiz insanların nankörlüğü kadar yaralamaz. (Henry
Fielding)
|
|
|
Evlat, babasından yalnız para mirası beklemez, en mühim intikal
namustur. (Hüseyin Rahmi Gürpınar) |
|
|
Mutsuz insan, başkasının ıstırabıyla rahat eden kimsedir. (Şeyh
Sadi)
|
|
|
Mutluluk, maddi sevinçlerden oluşsaydı, çayıra kavuşan öküzleri
mutlu saymamız gerekirdi. (Herakleitos)
|
|
|
Menfaat her türlü dili konuşur, her kılığa girer, hatta
menfaatlere karşı kayıtsız biri gibi görünmesini de bilir. (La
Rochefoucauld)
|
|
|
Mevki insanın ya iyiliğini ya kötülüğünü meydana çıkarır. (F.
Bacon)
|
|
|
Yalnız suyu acı olan kuyularda bol su bulunur. (Şudraka)
|
|
|
Kuş, insafsız ellerin yıkacağından korksa da yine yuvasını kurar.
(K. Mikszath) |
|
|
Kendimizde her kusuru bağışlar, başkalarında pireyi deve yaparız.
(La Fontaine) |
|
|
Kurtla yaşayan, ulumasını öğrenir. (Goldoni) |
|
|
Kumarbaz zarından, ulema kitabından uzak düştü mü, seyreyle
gümbürtüyü. (W. Shakespeare) |
|
|
Zayıf ve güçsüz insanların krallarla müşterek bir noktası vardır,
onlar hiçbir zaman mutlu değildirler. (Shelley) |
|
|
Kötülük yapan, kötülüğe uğrayandan daha talihsizdir.
(Demokritos)
|
|
|
Kör, tehlikeyi görmediği için cesur olur. (Diderot)
|
|
|
Başkasının kölesi olmayan ve başkasını kendine köle etmek hırsına
kapılmayan bir kimseye ne mutlu. (Fenelon)
|
|
|
Yüce Tanrı görür, örter, komşu görmez, haykırır. (Şeyh
Sadi)
|
|
|
Kocalar da hükümetler gibi, hiçbir zaman yanıldıklarını açığa
vurmamalıdır. (H. de )
|
|
|
Pek az kişi vardır ki, iyi
talihli bir dostun başarılarını kıskançlık duymadan kutlayabilsin.
(Aiskhylos) |
|
|
Kılıç asildir, satır uğursuz. (Victor Hugo)
|
|
|
Kelimeler ağacın yapraklarına benzer, onların bol olduğu yerde
anlam meyvaları azdır. (Alexander Pope) |
|
|
Kediyle oynaşan, tırmalanmayı göze alır. (Cervantes)
|
|
|
Aşk üstüne keder, kor üstüne kömür gibi düşer, evvela körletir,
sonra alevlendirir. (Cenap Şehabettin)
|
|
|
İnsanlar kendi çılgın ihtiraslarının neticelerini kadere
yüklerler. (Walter Scott) |
|
|
Ayağının altındaki karıncanın halini bilmiyorsun, unutma ki filin
ayağı altında da sen öylesin. (Şeyh Sadi)
|
|
|
Daima kavga çıkaran huysuz bir zevce erkek için zevce değil,
vakitsiz ölümdür. (Pançatantra) |
|
|
Sakin bir denizde herkes kaptan kesilir. (John Ray)
|
|
|
Eğer kalbim, karşılık görmeden sevecek kadar bayağılaşırsa, onu
dişlerimle parçalarım. (Napoleon)
|
|
|
Bir insanın gerçek zenginliği yaptığı iyiliklerdir. (Hz.
Muhammed)
|
|
|
Birini sevindiren iş, diğerini ağlatır, yaşamak işte böyledir.
(Alphonse Daudet)
|
|
|
Kuvvetini iradesinden alana düşman yanaşamaz. (Şehabeddin Ahmed
İbşihi) |
|
|
Bir insan söylediği
şeylerden çok söylemedikleriyle de insanlaşır. (Albert Camus) |
|
|
İnci çamurda erimez. (Victor Hugo) |
|
|
Kadın duyduğuna inanır, erkek gördüğüne. (Marcel
Achard) |
|
|
Aşkı tedavi eden birçok ilaç vardır ama iyileştireceği kesin
olanı yoktur. (La Rochefoucauld)
|
|
|
İhtiyacı olana çabucak iyilik eden, iki kez iyilik eder.
(Publilius Syrus)
|
|
|
En kötü isyanları, aç kalan karınlar doyurur. (F. Bacon)
|
|
|
İftira kötü köpek gibidir, kaçanın ardından ürür, pervasızca
yüzüne baktın mı sesini keser. (G. Csiky)
|
|
|
İçki, ortadan aklın nöbetçiliğini kaldırır ve böylece, ayık iken
gizleyecek kadar kurnaz olduğumuz alametleri göstermeye bizi
mecbur eder. (Henry Fielding) |
|
|
Istırapların en gizlileri dayanılması en güç olanlardır. (H. de
Balzac) |
|
|
Özgürlük yasaların müsaade ettiği her şeyi yapmak hakkıdır.
(Montesquieu)
|
|
|
İnsan hayvandan, alim cahilden, aklı ile hareket eden kişi
ihtiraslıdan, bir demokrasi vatandaşı bir otokrat hükümdarın
tebaasından daha özgürdür. (Edmond Goblot)
|
|